LLM. Arb. Avukat Öykü Eşberk - Adana Avukat - Eşberk Hukuk Bürosu
Telefon: 0322 359 44 55
Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit. Architecto, culpa dicta dolor facere fuga iste, iure magni non odit porro possimus quo soluta temporibus, tenetur unde ut vitae. Doloremque, magni?
© LLM. Arb. Avukat Öykü Eşberk - Adana Avukat - Eşberk Hukuk Bürosu
Tüm Hakları Saklıdır,
Siyah Yazılım
Tıbbi Malpraktis nedir? Bunu açıklamadan önce malpraktis kavramına değinmemiz gerekmekte. Malpraktis; bir meslek mensubunun, mesleğinin gerektirdiği işleri yaparken ortaya çıkan her türlü hatalı hareketi için kullanılır. Tıbbi malpraktis ise hekimin tıbbi müdahaleye başladığı esnadaki hatalı davranışları olarak yorumlanır. Hekim tıbbi müdahaleye başlarken, tıbbi müdahaleyi hukuka uygun hale getiren aşağıda belirteceğimiz 4 şartın tamamı birlikte sağlanmalıdır
Tıbbi Müdahale Nedir?
Tıbbi müdahale hekimin tedavi amacına yönelik etkinlikleridir. Tıbbi müdahale, tıp mesleğini icra eden yetkili bir kişi tarafından, doğrudan ya da dolaylı tedavi amacına yönelik olarak kişinin bedensel ve ruhsal bütünlüğüne yönelik gerçekleştirilen her türlü faaliyeti ifade eder. Tıbbın temel amacı, insan sağlığının korunması ve iyileştirilmesidir. Hekimler bu amacın gerçekleştirilmesi için görevlerini icra ederler. Görev icrası esnasında hastaya uygulanacak tıbbi müdahalelerin hukuka uygun olarak kabul edilebilmesi ve hukuki sorumluluğun doğmaması için gerekli bazı şartlar vardır.
TIBBİ MÜDAHALELERİN HUKUKA UYGUNLUĞU
Tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğunu kabul etmek için 4 temel şartın gerçekleşmesi gerekmektedir.
- Tıbbi müdahalenin yetkili sağlık personeli tarafından yapılmalı
-Tıbbi müdahalenin yapılması tıbbi bir zorunluluktan kaynaklanmalı
-Tıbbi müdahalenin tıbbi kural ve standartlara uygun bir yöntemle yapılmış olmalıdır.
-·Tıbbi müdahalede bulunulacak hastanın, aydınlatılmış rızasının alınmış olması veya bu rızanın var sayılmasını gerektiren acil bir durumun varlığı,
BU ŞARTLARIN BİRİ BİLE EKSİKSE TIBBİ MÜDAHALE HUKUKA UYGUN DEĞİLDİR.
1) TIBBİ MÜDAHALENİN YETKİLİ SAĞLIK PERSONELİ TARAFINDAN YAPILMALI
Hukuka uygunluğun ilk şartı, tıbbi müdahalenin buna yetkili kişilerce yapılmasıdır. Tıbbi müdahalede bulunma yetkisi, hekim olarak adlandırılan kişilere aittir. Hekimlerin çalışma şartları, 1219 sayılı tababet ve şuabatı sanatlarının tarzı icrasına dair kanun ve 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu hükümlerine göre belirlenmiştir. Buna göre; tıp diplomasına sahip olunmalı, ilgili alanda uzman olunmalı ve bazı şekil şartlarına uyulmalıdır. Yani size tıbbi işlemi uygulayan kişi hekim değilse baştan itibaren tıbbi müdahale hukuka uygun değildir.
2)TIBBİ MÜDAHALE YAPILMASI TIBBİ BİR ZORUNLULUKTAN KAYNAKLANMALI
Tıbbi müdahale, iyileştirme amacıyla yapılır. Hukuka aykırı bir amaç ile yapılan müdahaleler, diğer şartlar tam olsa dahi hukuka aykırı olacaktır. Bu noktada en önemli husus, müdahale için endikasyonun varlığıdır. Hekim, hukuka uygun bir amacı gerçekleştirmek için yalnızca endikasyonu olan müdahalelerde bulunabilir.
Endikasyon, bir hekimin hastaya tıbbi müdahalede bulunmasının gerekliliğini gösteren kavramdır. “Müdahalenin tıbben zorunlu olması” veya “tıbbi gereklilik” şeklinde tanımlanabilir.
3)TIBBİ KURAL VE STANDARTLARA UYGUN MÜDAHALE
Bir hastalıkta izlenecek tedavi yöntemi ve müdahalenin belirlenmesinde, hastanın aydınlatılması ve rızasının alınması, müdahalenin yetkili hekim tarafından yapılmasına karşılık, yapılan müdahale dikkatsiz, tıp bilimi kurallarına aykırı yapılmışsa, hekim faaliyeti hukuka aykırı olacak olup hukuki ve cezai sorumluluk getirecektir. Hekim, hastanın rızası olsa bile uygulanacak olan tedavide tıp bilimi kurallarına göre hareket etmek zorunda olup tedbirlere uymak zorundadır. Bireyin yaşamı yüksek özen gösterilmesi gereken bir alanda görev yapan hekim, müdahalenin her aşamasında, standartlardan ve kurallardan sapmadan, tedavinin gerektirdiği tüm kurallara uydukları zaman, doğacak zarardan sorumlu tutulamazlar.
4)AYDINLATILMIŞ RIZA
Hukuka uygunluğun en önemli şartlarından biri aydınlatılmış onam ve rızadır.
Rıza;
“Kişinin tıbbi müdahaleyi serbest iradesiyle ve bilgilendirilmiş olarak kabul etmesi” şeklinde tanımlanmıştır rızanın geçerli olabilmesi için hastanın yeterince aydınlatılmış olması ve serbest iradesiyle rıza göstermiş olması gereklidir. Hekimin hastayı tedavinin tüm şartları ve olası sonuçları hakkında bilgilendirmesi ve hastanın rızasını alması halinde vücut bütünlüğüne yapılacak müdahale hukuka uygun bir müdahale halini alacaktır Ancak rızanın hukuka, ahlaka ve kişilik haklarına aykırı olmaması gerekir, aksi halde rızanın geçerliliğinden söz edilemeyecektir .
Ayrıca rızanın müdahalenin muhtemel sonuç ve komplikasyonlarını içermesi yani somut ve özel olması gerekir. Yine rızanın tıbbi müdahaleden önce alınması gerekmekte, sonradan verilen rıza geçmişe etkili olmamaktadır. Bu şartları taşımayan rıza olması halinde tıbbi müdahale yine hukuka aykırı olacaktır. Rıza öncesi hastanın aydınlatılması da rıza kadar önemlidir.
En doğru bilgiyi size her zaman avukatınızın vereceğini unutmayın.