Hakkımda

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit. Architecto, culpa dicta dolor facere fuga iste, iure magni non odit porro possimus quo soluta temporibus, tenetur unde ut vitae. Doloremque, magni?

Tarih 25 Mayıs 2022

 

Tıbbi müdahalelerde sorumluluk farklı kaynaklardan doğabilmektedir. Tıbbi malpraktis sözleşme ilişkisinden kaynaklanabileceği gibi haksız fiilden de kaynaklanabilir. 

 

 

SÖZLEŞME İLİŞKİSİ

 

Öncelikle hekim ile hasta arasındaki sözleşmenin türü belirlenmelidir. Bu sözleşmenin türünü belirleyebilmemiz için, hastaya yapılacak tıbbi müdahalenin türünü ve somut olayı iyi irdelememiz gerekmektedir. Bu müdahale tedavi amaçlı mıdır, yoksa estetik yani hastayı güzelleştirme amaçlı mıdır?

 

Bu durumları inceleyerek sözleşmenin türü hakkında fikir sahibi olabiliriz. Ortada bir vekalet sözleşmesi mi yoksa eser sözleşmesi mi olduğu en önemli sorudur.  Vekâlet sözleşmelerinde Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanmakta, estetik amaçlı tıbbi müdahalelerde ise farklı hükümler uygulanmaktadır.

 

Vekalet sözleşmesi ile eser sözleşmesini birbirinden ayıran temel özellik, vekalet sözleşmesinde hekimin  sonucu garanti etmemesine karşın, eser sözleşmesinde hekim sonucu garanti etmektedir.

 

TEDAVİ AMAÇLI MÜDAHALELER

 

  Ağırlıklı görüş olarak eğer bir tedavi amacı varsa vekâlet hükümlerinin uygulanacağı kabul edilir. Bazen hasta ile hekim arasındaki ilişki estetik amaçla da kurulabilir. Tıbbi müdahalenin yanında estetik amacı da taşıyan bir müdahaleden söz edilirse burada hangi sözleşme türünün olduğunu tespit edebilmemiz için somut olayın dikkatle irdelenmesi gerkemektedir. Fakat basitçe izah edersek böyle bir durumda ilk bakmamız gereken, tıbbi müdahalenin tedavi amacının mı estetik amacının mı ağır bastığıdır.

 

 

VEKÂLET SÖZLEŞMESİ

 

  Vekâlet sözleşmesinden söz edebilmemiz için ortada tedaviye yönelik bir tıbbi müdahale olmalıdır. Diğer bir önemli husus da hekimin hiçbir zaman sonucu yani hastayı iyileştirme garantisi vermemesidir. Burada önemli olan sonuç değil , hekimin tıbbi müdahaleyi güncel şartlara uygun bir şekilde dikkat ve özen yükümlülüğüne uyarak müdahaleyi sonuçlanmasıdır. Sonucu garanti etmemek eser sözleşmeleri ile vekalet sözleşmelerini birbirinden ayıran en önemli unsurdur.

 

ESER SÖZLEŞMESİ

 

  Eser sözleşmelerinin ise en önemli özelliği güzelleştirmek amacıyla yapılmalarıdır. Yani burada tıbbi müdahale; estetik amaçlıdır. Vekâlet sözleşmelerinden farkı, hekimlerinin sonucu garanti etmeleridir. Eser sözleşmesinde hekim hastaya, tıbbi müdahale sonucunda hastanın istediği sonucu ortaya çıkarmayı taahhüt eder. Fakat bütün estetik müdahaleleri baştan eser sözleşmesi olarak saymak mantıklı değildir. Çok değerli tez hocam Hakan Hakeri’nin  görüşüne  göre somut olaya bakıp ona göre değerlendirilmelidir. Burnun güzelleştirilmesi, diş dolguları, meme büyütme operasyonları gibi operasyonlar salt bu amaçlarla yapıldıysa estetik müdahale kapsamında değerlendirilirler.

 

KAMU HASTANELERİ

 

  Kamu hastaneleri ile hasta arasındaki ilişki ise bambaşka bir konudur burada sözleşme konusu hukuki bir ilişkiden söz edilmez. Tüm kamu hastaneleri; yani devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri gibi hastanelerde meydana gelen bu olaylar  tam yargı davası olarak nitelendirilirler. Dava idari yargıda açılır ve sonuçlandırılır. Devlet memuru statüsündeki doktor aleyhine doğrudan tazminat davası açılamaz 

 

ZAMANAŞIMI

 

Zamanaşımı bir hakkın istenilmesini ortadan kaldıran bir kavramdır. Yani bu hak artık dava edilemez. Fakat unutulmamalıdır ki; zamanaşımını hakim kendi kendine karar veremez. Taraflardan birinin bunu ileri sürmesi zorunludur.  Yukarıda bahsettiğim üzere burada olayın durumuna göre zaman aşımları farklılık göstermektedir.

 

HAKSIZ FİİLLERDE ZAMANAŞIMI

 

 Türk Borçlar Kanunu'na göre haksız fiillerde zamanaşımı 2 senedir.

 

TEDAVİ AMAÇLI MÜDAHALELERDE

 

Tedavi amacı güden yani vekalet sözleşmesine dayalı olarak özel hastaneler veya doktorlar aleyhine açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi 5 yıldır.

 

ESTETİK AMAÇLI MÜDAHALELERDE

 

Estetik amaçlı müdahalelerde özel hastane ya da hekim aleyhine açılacak tıbbi malpraktis davalarında 5 yıllık zamanaşımı söz konusudur. Fakat hekimin kast veya ağır kusurudan kaynaklanıyorsa on yıllık zamanaşımına tabiidir. Vekaletsiz iş görme durumlarında genel zamanaşımı on yıllık zamanaşımından söz edilir.

 

 

 En doğru bilgiyi size her zaman avukatınızın vereceğini unutmayın.

Shape
Arrow Up